makalelerim

MEVLANAYI TANIMAK.

MEVLANAYI TANIMAK

Mevlana Afganistan’ın Belh şehrinde 30 eylül 1207 de doğmuştur.1219-1221 tarihleri arasında Ailesi ile Anadolu’ya yerleştiği varsayılmaktadır.Mevlana’nın babası,Ahmet Hatibi oğlu Bahaeddin veled,alimlerin sultanı,büyük efendimiz lakapları ile anılmakta ve Belh.te etkin bir alim ve sufi olarak yaşamakta idi.13.asırda Belh İslam’ın önemli merkezlerinden di.Mevlana.nın babası Belh’te ki siyasi ortamdan rahatsızlık duyarak hac niyeti ile Belh’ten ayrılarak,Nişabur,Bağdat ve kufe yolundan Mekke ye,ordan Şam Üzerinden Anadolu’ya ulaşmıştır.Malatya,Erzincan,Akşehir ve oradan da larende’ye(Karaman)
Ulaşmıştı(1222).

Mevlana Gevher Hatunla 1225 yılında evlenmiştir.Mevlana’nın 2 oğlu dünyaya gelmiş.ilerleyen yıllarda Gevher Hatun’un vefat etmesinden sonra Konyalı Kira hatunla evlenmiş ve ondan da 1 oğlu ve 1 kızı dünyaya gelmiştir.

 

İslamın manevi dinamiklerinden Mevlana Celalettin-i Rumi din aşığı,Allah aşığı biridir.Cemil Meriç “ zavallı Türk aydını batılı dostları alınmasın diye hazinelerini gizlemeye çalışır.Sonra da unutur kendi hazineleri olduğunu.” diyerek aydınlarımızın dikkatini çekmiştir.

     

        Mevlana’daki hazinelerin batı aydınları tarafından hatırlatılıp 800.doğum yılına denk gelen 2007 yılının Unesco tarafından Mevlana yılı ilan edilmesi yüzümüze tokat çarptı.Güneşin batıdan doğması,İslam dininin batıdan bize gelecek denilmektedir kıyamet alametlerinde.Sanırım bu böyle bir şey.Teşbihte hata varsa affola.Batı Mevlana’yı inanç kaynağından değil de sadece filozof ve sevgi insanı olarak aktarmaktadır.Biz kaç milyonluk İslam alemiyiz? Yazık ki ne yazık batı bize bizim değerlerimizi anlatıyor.Bizde aaa bak sen mini giymişsin! Hadi seçimler yaklaştı sarıl çarşafa! Heyt be işte koltuğa oturdum ye babam ye! Eş,dost,akraba yiyin be ya yiyin! Biz bunlarla debelenip durduk ve hala da öyle duruyoruz.

 

        Mevlana’yı tanıtanlar ve Mevlana gibi bir değere sahip millet olarak şu söze kulak vermemiz farzdır. “ben yaşadıkça,Kur’anın kölesiyim.Ben Hz.Peygamberin yolunun tozuyum.

Birisi benden bunun haricinde bir şey naklederse,ondan da şikayetçiyim,o sözden de şikayetçiyim.” Diyerek duruşunu açıkça göstermiş ve bazı aymazlara,basiretsizlere yollama yapmıştır.

 

       Mevlana bilgisi,tasavvufi yaklaşımı ve şiirsel anlatımı ile toplumun her kesimine hitap etmektedir.Mevlana eserlerinde öğretici ve ufuk açıcı anlatımı,ruhi macerasını,aşkını,ayrılık ve

vuslat derdini anlattığı gazelleri de mevcuttur.Mevlana çoğu zaman sade bir anlatımla insana,

onun hislerine hitap eder.Mesnevide 280 dolayında ki kıssa ve hikayesi hep hayata ve güne dair

tavsiyelerle başlamakta veya sona ermektedir.
 

“gönül definesini arzuluyorsan sus,zira hidayet definesine gönül varır.dil değil.” “insan da iki

büyük nişan vardır;birincisi bilgi,ikincisi fedakarlıktır.Bazısında bilgi var,fedakarlık yok.Bazısında fedakarlık vardır,bilgi yoktur.Her ikisine sahip olana ne mutlu.”

Bu vecizelerden de görüldüğü gibi Mevlana’nın düşünce dünyası hep iman etmeye ve yüceltmeye yöneliktir.

 

“kötü niyetler dostluğu karartır.Niçin onları gönülden kovmuyoruz.”diyerek Mevlana kalplerde

kötülüğe yer vermemeyi düstur edinmemizi tavsiye etmektedir.

“gamlı yoldaşlarla oturma dedim sana!sakın hoş meşrepli neşeli dostların yanından ayrılma”

“Gel birbirimizin kıymetini bilelim,sonra ansızın birbirimizden ayrı kalmayalım.”

“Madem mümin müminin aynasıdır,niçin aynamızdan yüz çeviriyoruz?”

“Asil cömert kişiler dostlara canlarını feda ettiler.Köpekliği/serkeşliği bırak.Bizde insanız.”

Mevlana görüldüğü gibi insan odaklı ve direkt kalplere hitap etmektedir.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol